Kronik bir beyin hastalığı olarak tanımlanan şizofreni hakkında yeni veriler ortaya çıktı. Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenen Avrupa Psikiyatri Kongresi'nde gündeme getirilen son araştırma sonuçları, yalnız büyüyen çocukların şizofreniye yakalanma olasılığının 3 kat daha fazla olduğunu gösterdi. İspanya'da yürütülen araştırma sonuçlarının tartışıldığı kongrede; Ayrıca 12 yaşına gelmeden önce 6 aydan fazla yalnız hisseden çocukların psikotik dönem geçirme ihtimalinin, yalnızlık yaşamayan çocuklara göre çok daha yüksek olduğu açıklandı.
3 KAT RİSKLİ
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç. Prof., ebeveynler için önemli sonuçları olan araştırmayı gündeme getirdi. Dr. Veysi Çeri şu bilgileri paylaştı: “285 psikotik hasta ve 261 psikotik hasta olmayan kişiyle yapılan kapsamlı bir araştırmaya göre çocukluktaki yalnızlık, yetişkinlikte psikoza yol açıyor. Araştırma sonuçlarına göre çocukluk döneminde 6 aydan fazla yalnızlık hissi bu riski yaklaşık 3 kat artırıyor. “Psikotik dönemler sırasında insanlar halüsinasyonlar, sanrılar yaşıyor ve gerçek ile hayali olanı ayırt etmede zorluk yaşıyor.”
SPORA YÖNLENDİRİLMELİ
Doç. Çeri, çocukluk döneminde yalnızlık duygusunun sadece psikoz riskini artırmadığını belirterek, “Yalnız ve ilgisiz büyümek aynı zamanda depresyon, anksiyete ve hatta otizm riskini de artırıyor. Yapılan araştırmalara göre yalnızlık hissi, psikoz riskini artırıyor. Çocuk ciddi bir ruh sağlığı tehdididir. Bu nedenle çocuklarımızı küçük yaşlardan itibaren mümkün olduğunca onların yanında olmaya teşvik etmeliyiz.” Diğer insanlarla, özellikle de yakın akrabalarımızla bağlantı içinde büyümemiz gerekiyor. “Ayrıca çocuğun küçük yaşlardan itibaren takım sporları yoluyla mahalledeki diğer çocuklarla iletişim ve bağ kurmasını sağlamaya çalışmanın gerekliliğini de hatırlatmak isterim.” bilgiyi verdi.
EN ÖNEMLİ: BAĞLANTI
Dr. Agah Aydın (Psikiyatrist, Psikoterapist)
“Yalnızlığı her çocuk farklı yaşar. Yalnız kalan ya da daha az insanla iç içe büyüyen her çocuğun psikiyatrik sorunlar yaşayacağını söyleyemeyiz. İnsan zihni için asıl olan 'bağlanma'dır. Bağlanma biçimi çarpıksa ve bağlandığı kişiler güven vermiyorsa çocuk, dünyaya ve insanlığın ürettiği kültüre ve dile karşı umudunu kaybeder. Çocuk, sevgi ve sevginin karşılığında ebeveynden koruma ve sevgi alır. Korunmanın bedelini hepimiz, her çocuk ağır ödedik: Ödediğimizin karşılığını alamazsak, dünyaya uyum sağlamamız ve 'normal' olmamız için hiçbir neden yok, gideriz. deli. Ebeveyn çocuğa ihtiyaç duyduğu anda yanında olduğunu hissettirmelidir. Çocuk-ebeveyn ilişkisinde önemli olan çocuğun 'Sesimi duyan var mı?' algısıdır. mesajınıza 'evet' yanıtı almaktır. Eğer bu varsa, doğru ebeveynlik vardır.”
DESTEKLEYİCİ ÇEVRE
Dr. Hülya Bingöl Çağlayan (Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı)
“Çocuklarda sosyal bağlantıların ve duygusal refahın desteklenmesi, erken yaşlardan itibaren ruh sağlığına yönelik önleyici müdahaleler açısından önemlidir. “Çocukların kendilerini yalnız hissetmelerini önlemek için onların sosyal etkileşimlerini teşvik etmemiz, güvenli ve destekleyici bir ortam yaratmamız, duygusal zekalarının gelişimini desteklememiz ve dijital bağlantıları bilinçli kullanmalarını sağlamamız gerekiyor.”
kardelen.yuksel@Teknolojihaberi.net
Kaynak: Web Özel